Şirketler Hukuku 102 - Şirketler Hukukuna Giriş - Şahıs Şirketleri - Anonim Şirketlerde Genel Kurul Ve Yönetim Kurulu
- Av. Ömer Aksakal
- 16 Kas 2024
- 18 dakikada okunur
A) Sermaye Şirketleri:
Yukarıda görüldüğü üzere sermaye şirketleri de kendi aralarında bir ayrıma sahiptir. Uygulamada en çok karşımıza çıkan şirket anonim şirketler sonra ise Limited şirketlerdir. Anonim şirketle limited şirketler temelde birbirlerine benzemekle beraber bazı konularda ayrılmaktadır.
1- Anonim Şirket:
Anonim şirket sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı şirketin yalnız kendi malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Şirketin borçlarından, sadece şirket tüm malvarlığı ve sınırsız olarak sorumlu. Sermayesiyle değil bütün malvarlığı ile sorumludur. Şirketin malvarlığının çekirdeğini şirketin sermayesi oluşturur. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur. Fakat burada dikkat edilmesi gereken şey şudur ki pay sahipleri yalnızca şirkete karşı sorumludur. Yani üçüncü kişilere karşı özellikle şirketin alacaklılarına karşı sorumlu değillerdir. Anonim şirketlerde sınırlı sorumluluk ilkesinin bir gereğidir. Burada pay sahiplerinin sorumluluğunun kapsamını anlayabilmemiz için sermaye kavramını incelemeliyiz.
a- Anonim Şirketlerde Sermaye Kavramı:
Sermaye / pay (hisse) sayısı = nominal(itibari) değer
Sermaye: 200 000 TL, bunu paylara böleceğiz ve sözleşmede pay sayısı da gözükecek. Anonim şirketlerde her bir pay 1 kuruş ve katları olabilirken limited şirketlerde her bir pay minimum 25 TL olmak üzere 25 TL ve katları olabilir. Her bir dilimin değerine de nominal değer denir.
Nominal (itibari) değer: 1 TL
Sermaye 200.000
-------------- = --------- = 1 = nominal değer
Pay sayısı 200.000
Sermayeyi pay sayısına böldüğünüzde nominal değer ortaya çıkar. Bunun piyasa değeriyle bir ilgisi olmadığını hatırlatmakta fayda vardır. Her şirkette pay sayısı farklı olabilir, anonim şirketlerde nominal değer 1 kuruşun altına limited şirketlerde 25 TL’nin altına düşemez zira bunlar kanuni alt sınırlardır. Fakat bunların katları olabilir.
Örneğin yukarıdaki örnekteki gibi nominal yani itibari değeri 1 TL olan bir şirket düşünelim ve pay sayısı 200 bin, sermaye de 200 bin TL olsun. Örneğin kişinin 50 bin TL’si varsa 50.000 pay alıyorum yani %25 hisseyle ortak oluyorum
Halka kapalı anonim şirketlerde ilke olarak sermaye bedelinin tamamı ödenmemiş olması önemli değildir. Halka açık olmayan şirketlerde sermayenin tamamı taahhüt edilebilir ama hepsini peşin ödeme mecburiyeti yok. Halka açık olmayan anonim şirketlerde alınan pay bedelinin taahhüt edilmesi yeterli olmakla beraber her bir pay için %25’inin peşin ödenmesi gerek. Örneğin 40.000 TL’lik bir pay aldıysanız bunun 10.000 TL’sini peşin ödemeniz gerekir. Kalanını taahhüt etmeniz yeterlidir. Lakin halka açık şirketlerde pay sahibi taahhüt edemez ve aldığı kadar payın bedelini peşin öder.
Şirketteki her bir pay için her bir payın nominal değerini ya şirkete ödemiş ya da ödemeyip taahhüt etmişse, o nominal değerlerin toplamı şirketin sermayesini oluşturuyor. Esasında pay sahiplerinin sorumluluğu da burada başlıyor.
b- Anonim Şirketlerde Pay Sahiplerinin Sorumluluğu:
Yukarıda belirtildiği üzere kural olarak şirketin alacaklılarının yahut üçüncü kişilerin doğrudan pay sahiplerine ulaşması mümkün değildir. Zira şirketin borçlarından, sadece şirket Sermayesiyle değil bütün malvarlığı ile sınırsız olarak sorumludur. Burada pay sahiplerinin şirketin borçlarına karşı sorumluluğu ise şu şekildedir:
Yukarıda görüldüğü üzere özellikle halka kapalı anonim şirketlerde pay sahipleri pay bedellerinin tamamını ödemek zorunda değillerdir. Sermaye taahhüdünde bulunmaları yeterlidir. Kural olarak hissedarların sorumluluğu yalnızca bu taahhüt ettikleri bedel kadar olup bu sorumlulukları yalnızca şirkete karşıdır. Şirketin kendisinden başka hiçbir alacaklı yahut üçüncü kişi pay sahiplerinden bu bedelin ödenmesini isteyemez.
Şirket ise 24 ayda pay sahiplerinden bu taahhüt edilen tutarı ilan yoluyla istemek durumundadır. Şirketin pay sahiplerinden pay bedellerini toplamasına ise apel denir.
c- Anonim Şirketlerde Pay Bedellerinin Ödenmesi:
1. Nakit ödeme: TTK.m.344’ te düzenlenmiştir. Bu madde şu şekildedir:
VII - Pay bedellerinin ödenmesi
1. Nakdî sermaye
MADDE 344- (1) Nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmibeşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmidört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir.
Şirket isterse 24 ay dolmadan da pay bedellerini pay sahiplerinden isteyebilir. Lakin kanun koyucu şirkete pay bedellerini toplaması için en fazla 24 ay zaman vermektedir.
2. Nakit olmayan ödeme (ayni ödeme) TTK.m.342’de düzenlenmiştir. Madde metni şu şekildedir:
VI - Ayni sermaye
1. Ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları
MADDE 342- (1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.
Yukarıdaki madde de açıkça görüldüğü üzere ayni sermayenin değer üretebiliyor ve değerinin parayla ifade edilebiliyor ve devredilebiliyor olması gerekmektedir.
d- Anonim Şirketlerde Nasıl Pay Sahibi Olunur:
Anonim şirketlerde iki şekilde pay iktisap edilebilir:
1) Aslen İktisap: Kişi ortaklıktan doğrudan pay alabilir. Bu da iki halde karşımıza çıkar ya bir anonim şirket kurarken kurulacak şirkette kaç paya sahip olacağımızı kişiler kendi aralarında kararlaştırıp ortaya çıkan tüzel kişiliğe karşı pay bedelini borçlanır. Buna aslen iktisap denir. Yani esasında payı doğrudan kaynağından almış olursunuz. Zira daha şirket kurulurken paya sahip olursunuz. Aslen iktisabın yani kaynağında paya sahip olmanın kuruluş dışında bir diğer hali ise sermaye artırımı esnasında şirkette yeni paylar çıkarken yeni payların bedelini taahhüt ederek pay iktisap edilebilir.
2) Devren iktisap: Bir kişi şirkette hissedarken bu kişi payını başka bir kişiye devreder, bu iradi bir devirdir. Bir de paylar miras ile geçebilir, yani kişinin payları mirasçılarına kalabilir. Şirkete karşı henüz pay bedeli ödenmemişse, devralan o paydan kaynaklanan borcu da devreden eski pay sahibinden devralır.
Bu şekilde bir kişi kendisi için pay iktisap ederse artık o kişi şirketin hissedarı olur.
e- Anonim Şirketin Organları:
Kanunda öngörülmüş iki tane zorunlu organ var. Bu iki organın haricinde hissedarlar ihtiyari organlar oluşturulabilir.
1. Genel kurul: hissedarların doğal üye olduğu organdır. Anonim şirketin beynidir.
2. Yönetim kurulu: Anonim şirketin faaliyetleri yürüten organdır. Esasında tüzel kişinin hukuki olarak sahip olduğu fiil ehliyetini kullanan organdır. İcra organıdır.
A) Genel Kurul
Genel kurul bütün pay sahiplerinden oluşur. Tek bir paya sahip olmanız genel kurula girmeniz için yeterlidir. Genel kurul üyesi olmanız için pay sahibi olmanız gerekiyor. Her pay sahibinin genel kurul üyesi olarak toplantıya katılma hakkı vardır, ama bir mecburiyeti yoktur. Katıldığında görüş açıklamak, öneride bulunmak ve oy kullanmak ve dolayısıyla şirketin iradesinin yönünü belirleme imkanına sahiptir. Fakat bunlar birer hak olduğu için kullanılması zorunlu değildir. Genel kurulda kararlar kullanılan oylarla alınır.
Genel kurulun özelliği toplanarak karar alınmasıdır. Ya elektronik ortamda ya da fiziksel olarak mutlaka toplanılmalı ve bu toplanılma sonucunda karar alınmalıdır. Genel kurulların iki şekilde toplanması mümkündür.
Toplantı ne zaman yapılır?
Olağan toplantı: Her yılın sonunda yapılır. Her sene asgari olarak bir kez yapılması gerekir. Asgari gündemi bellidir. Belirli birtakım konular eklenebilir. Mevzuatta bu toplantıda konuşulması gereken birtakım konular vardır ve bu toplantının gündemini oluşturur. Şirketlerin hesap dönemleri, şirketlerin bilançoları çıkardığı dönemdir. Takvim yılına göre yapılır genelde, örneğin şirket 1 aralıkta kurulduysa olağan toplantı 1 aralıkta toplanılır. Esasında hesap döneminin başlamasından itibaren ilk 3 ayda bir genel kurul yapılması gerekmektedir. Lakin bu sürenin kaçırılmasının teoride bir önemi yoktur.
Olağanüstü toplantı: İhtiyaç halinde gerektiği zaman yapılır. Bir veya birden fazla gündemi olabilir. Eğer genel kurulun karar alması gereken bir durum söz konusuysa o zaman yapılır.
Toplantının olağan veya olağanüstü olması, çağrı, toplantı veya karar alma usulünde fark yaratmaz. Tek fark, gündemdedir. Olağan toplantıda görüşülmesi gereken asgari konuları kanun belirler. Olağanüstü ile olağan toplantı arasındaki tek fark, olağan toplantıda kanun tarafından asgari gündemin belirlenmiş olmasıdır.
Genel kurul toplanarak karar alan bir organ olduğu için kural olarak genel kurulun toplantıya çağırılması lazım. Kural budur: buna çağrılı toplantı denir. İstisna olarak çağrıya gerek kalmadan yapılan bir toplantı olabilir, buna çağrısız toplantı denir. Çağrısız toplantı için bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır olması gerekiyor. Genelde çağrısız toplantı az sayıda hissedarı olan şirketlerde söz konusu olur. Örneğin bir şirketin 4 tane hissedarı var diyelim: gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bu 4 hissedar bir araya gelirlerse çağırması gereken organ (yönetim kurulu) çağırmadan da bir araya gelip kendileri bir gündem belirleyerek karar almaları mümkündür. Bu durumda birazdan bahsedilecek olan çağrı usulüne gerek yoktur.
Genel Kurulu Çağırma Yetkisi Kime Aittir?
Kanunda genel kurul toplantılarına kimin çağıracağı belli olup bu yetkiye yönetim kurulu sahiptir. Yönetim kurulu toplantının gündemi belirler ve pay sahiplerini bu gündemi konuşmak üzere çağırır. Genel kurulunun verdiği geçerli bir kararından söz edebilmek için çağırmaya yetkili olanlar tarafından çağırılması gerekmektedir. Belirli hallerde sınırlı şekilde pay sahiplerinin de genel kurulu toplantıya çağırmasına da imkan tanımış. Bunlar yönetim kurulunun toplanamadığı durumlar veya toplanıp karar alamadığı istisna hallerdir. Bu haller pay sahiplerine doğrudan genel kurulu çağırma yetkisi vermez. Bu durumlarda genel kurulun toplanabilmesi için pay sahiplerinin mahkemeye başvurması ve mahkemenin genel kurulu toplantıya çağırmaya yönelik bir karar vermiş olması gerekir. Bunlara ek olarak çağrı usulüne uygun olarak çağırılması ve nisapların sağlanması gerekmektedir.
Genel Kurulu Toplantıya Çağırma Usulü Nasıldır?
Toplantıya çağrılma usulü ise TTK.m.414 de düzenlenmiş olup şu şekildedir:
1. Ticaret sicil gazetesinde ilan yayınlanır. İlan ve toplantı günleri hariç olmak üzere toplantı tarihinden en az iki hafta önce ilanın yapılmış olması gerekir. (Nispi emredici düzenleme olup bu süre arttırabilir ama azaltılamaz)
2. Şirket internet sitesi kurmak zorundaysa, internet sitesinde ilan yapılır.
3. Pay defterine kayıtlı pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektupla çağrı yapılır. Bu sadece kapalı şirketlerde vardır, halka açık şirketlerde bu kural uygulanmaz.
4. Pay sahipliğini ispat edip adres bildiren pay sahipleri varsa iadeli taahhütlü mektupla çağrı yapılır.
Bu yöntemler sınırlı yöntemlerdir, kanun koyucu çağrılı toplantıya çağırmak için bu yöntemleri aramıştır. E-posta atmak isterseniz, bu ek olarak yapılabilir ama öncelikle diğer yöntemlerden birini yapıp ek olarak mail de atılabilir. Esas sözleşmede özel bir şekil varsa örneğin hürriyet gazetesinde ilan yapılacak diyorsa onun da yapılması lazım.
Esasında kanunun bu kadar sıkı bir usul öngörmüş olmasının çok önemli bir sebebi vardır. Yukarıda bahsedildiği üzere genel kurulda şirketin akıbetini belirleyecek önemli kararlar verilir. Ve verilen karar bütün pay sahiplerini doğal olarak ilgilendirmektedir. Bu bağlamda esasında bu kadar sıkı bir çağrı usulünün izlenmesinin sebebi bütün pay sahiplerinin böyle bir toplantı yapılacağından haberdar olabilsin ve gelmek isteyen bütün pay sahiplerinin toplantıya gelebilmesi içindir. Zira paydaşların şirket hakkında verecekleri önemli konular konusunda söz, oy ve yönetim hakkı vardır.
Öyle ki bu usulün bir uzantısı olarak usulüne uygun çağrılmış bir genel kurulda, genel kurulun çağrılırken bildirilen gündemin dışında bir konuda karar verilemez. Buna gündeme bağlılık ilkesi denir. Esasında usulün bir uzantısı olsa da oldukça önemli bir kuraldır. Gündeme bağlılık ilkesi gereğince yapılacak toplantının gündemi mutlaka pay sahibinin alacağı çağrı mektubunda yazmalıdır. Eğer çağrıda gündeme yer vermemişse bu çağrı hukuka uygun değildir. Zira pay sahibi veya temsilci gündeme göre gelip gelmemeye karar verir. Yine pay sahiplerine iletilen gündemde yer almayan bir konuda genel kurulda karar alınamaz. Zira gündeme bağlılık ilkesinin temelde korumaya çalıştığı şey toplantıya katılmama hakkına sahip olan kişilerin veya toplantıya bir şekilde katılamayan kişilerin aslında oy ve konuşma ya da herhangi bir şekilde karara etki edebilecek herhangi bir husustaki haklarını korumaktır. Fakat bu kuralın bir istisnası vardır. Eğer bütün pay sahipleri veya temsilcileri genel kurul esnasında orada bulunuyorsa oybirliği ile yeni bir gündem oluşturabilir ve karar verebilirler. Zira eğer herkes toplantıdaysa karara etki edebilecek herhangi bir husustaki hakları konusunda bir risk olmayacak yani bir başka değişle bilseydim katılmazdım diyebilecek biri olmayacağı için bu durumda gündeme madde eklenebilir ve bu konuda karar alınabilir.
Genel Kuruldaki Nisaplar Nedir?
1. Pay sahibinin toplantıya katılabilmesi için gerekli olan nisap: Genel kurulda bütün pay sahiplerinin pay sahibi olmalarından kaynaklanarak bu kurula katılmaları mümkün. Ama bu yönde bir zorunluluk yok. Oransallık ilkesi yoktur. Genel kurula katılmak için pay sahibi olmak yeterlidir.
2. Toplantının yapılabilmesi için gerekli olan yeter sayısı: Bir genel kurulun toplantısının ilanı ve çağrısı yapıldı, o toplantının hukuken yapılabilmesi için içeride bulunan pay sahiplerinin belirli bir sayıyı karşılamaları gerekir. Eğer yeter sayı oluşmamışsa toplantı yapılmaz. İkinci bir toplantı için çağrı yapılır. İlk çağrıdan sonra yapılacak ilk toplantı için gerekli olan adi nisap gereğince toplantıda hazır buluna pay sahiplerinin paylarının değeri sermayenin ¼’ünü karışmalıdır. Yani bir şirkette nominal değeri 1 TL olan 100 bin pay varsa en az 25 bin payın orada bulunuyor olması lazım. (1x100.000=100.000 TL, 1x25.000=25.000 TL) Eğer ilk toplantıda bu nisap sağlanamazsa yönetim kurulu aynı gündemde 2. toplantı için ikinci bir çağrı yapar. Bu çağrı sonucu yapılacak olan ikinci toplantıda bir nisap aranmaz. Zira o gündem konularının karara bağlanması gerekmektedir. Toplantıya katılanlar içinde ne kadarlık bir pay temsil edilirse edilsin artık müzakere aşamasına geçilir. Ancak ilk toplantıdaki nisabın olmadığı bir durumda ilk toplantıda bir karar alınırsa bu karar yok hükmündedir. Yani nisap sağlanamadığı zaman mutlaka iki çağrı ve iki toplantı yapılmalıdır.
3. Toplantıdaki karar yeter sayısı: Genel kurulda bir kararlar toplantıda hazır bulunan pay sahiplerinin oyların çoğunluğu ile verilir. İmtiyazlı paylar saklı kalmak üzere kural olarak Oy hakkı, sahip olunan pay sayısı ile orantılıdır. Örneğin 100.000 payın olduğu bir şirkette bir pay sahibinin 45 bin pay varsa 45 bin oy hakkın vardır.
Örneğin nominal değeri 1 TL olan 100.000 payı olan bir şirket düşünelim. Bu şirkette genel kurul toplantısının yapılması için en az 25.000 payın hazır bulunması gerekir. Genel kurul toplantısına A Bey (10.000 pay sahibi olsun), B Hanım (15.000 pay sahibi) ve C Hanım (20.000 paya sahip olsun) katılmış olsunlar. Bu durumda toplantı yeter sayısı karşılanmaktadır. A Bey ve B Hanım gündemdeki bir konuya evet oyu vermiş C hanım ise hayır oyu vermiştir. Bu durumda A Bey ve B Hanımın toplam oyları 25.000 olduğu ve C Hanımın oyu 20.000 olduğu için TTK.m.418.f.2 gereğince hazır bulunanların oy çokluğu ile karar alınacağı için A Bey ve B Hanımın onayladığı karar alınmış olur ve bu karar tüm pay sahiplerini bağlar.
Bir diğer örnekte ise Örneğin nominal değeri 1 TL olan 100.000 payı olan bir şirket düşünelim. Bu şirkette genel kurul toplantısının yapılması için en az 25.000 payın hazır bulunması gerekir. Genel kurul toplantısına A Bey (5.000 pay sahibi olsun), B Hanım (10.000 pay sahibi) ve C Hanım (7.000 paya sahip olsun) katılmış olsunlar. Bu durumda toplantı yeter sayısı karşılanmamaktadır. Bu durumda Yönetim kurulu genel kurulu aynı gündemle ikinci kez toplantıya çağırır. Bu çağrının sonucunda da yeni bir kişi olmaksızın yine aynı kişilerin toplantıya katıldığını kabul edelim. Bu durumda artık toplantı yeter sayısı aranmayacak ve bu toplantıda A Bey, B ve C Hanım tarafından karar vereceklerdir. A Bey ve C Hanım gündemdeki bir konuya hayır oyu vermiş B hanım ise evet oyu vermiştir. Bu durumda A Bey ve C Hanımın toplam oyları 12.000 olduğu ve C Hanımın oyu 10.000 olduğu için TTK.m.418.f.2 gereğince hazır bulunanların oy çokluğu ile karar alınacağı için A Bey ve C Hanımın verdiği karar alınmış olur ve bu karar tüm pay sahiplerini bağlar.
Genel Kurul Kararı Tutanaklarının:
Genel kurulda alınan kararlar yazılı olmak zorundadır. Onun için metne dökülür, bu metne genel kurul tutanağı denir. Tutanak kararın geçerlilik şartıdır. Genel kurulda bir karar verilmiş lakin bu karar tutanağa geçirilmemişse bu karar yok hükmündedir.
Genel Kurul Kararının Yukarıdaki Geçerlilik Şartlarına uygun olmaması:
Genel kurul kararlarında yukarıdaki (gündeme bağlılık ilkesi hariç) kurucu unsurlardan birinin veya bazılarının eksik olması halinde genel kurul kararı Türk Borlar Kanunu’nun genel hükümlerinde gereğince yok hükmündedir. Zira bir genel kurul kararı da bir hukuki işlemdir. Ve hukuki işlemlerin kurucu unsurlarının eksik olması halinde yok hükmündelerdir. Lakin gündeme bağlılık ilkesinin bir yokluk sebebi mi, bir butlan sebebi mi yoksa bir iptal sebebi mi olduğu öğretide tartışmalıdır.
B) Yönetim Kurulu
Yönetim kurulu genel yetkili organdır Nitekim TTK: MADDE 374- (1) Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Yani kanun açık bir şekilde yönetim kurulunu en üst yönetici olarak belirlemiştir.
Bir şirketi yönetim kuruluna tüzel kişiler de üye olabilir. Tüzel kişiler yönetim kurullarına katılacak bir temsilci seçilir. Bu temsilci kendi ismiyle değil o tüzel kişi adına hareket eder. Fakat burada dikkat edilmesi gereken şöyle bir husus vardır….
Yönetim Kurulu üyelerinde kanunen aranan nitelikler:
Üyelerin tam ehliyetli olması dışında özel bir nitelik veya şart aranmamaktadır. Uygulamada birçok kriter olsa da kanun bakımından sadece tam ehliyetli olması yeterlidir.
Yönetim kurulu nasıl seçilir ve görevden alınır?
Şirketin ilk kurulduğu anda esas sözleşme ile ilk yönetim kurulu belirlenir ki şirket faaliyetlerini yapabilsin/başlayabilsin. Daha sonra genel kurul tarafından seçilecektir. Genel kurul üyelerini seçmek genel kurulun görevidir. Uygulamada yönetim kurullarının seçilmesi farklı şekillerde olabilir. Bazı şirketlerde yönetim kurulu üyeleri tek tek aday olup tek tek seçilebileceği gibi bazı şirketlerde ise bir kabine sistemi gibi bir yönetim kurulu ekibi de seçilebilir. Bu konuda kanunda doğrudan bir usul gösterilmemiştir. Yönetim kurulu üyeleri için kanun tarafından seçili kalma süresi en fazla 3 yıldır. 3 yıla kadar her şirketin üyelerinin kaç yıllığına seçileceği şirketin tercihidir.
Yönetim kurulu seçildikten sonra bir yönetim kurulu üyesini görevden alma yetkisi genel kuruldadır. Genel kurul toplanarak bu bir kişiyi görevden alabilir. Peki bu kişi tüzel kişi ise ne olacak. Bu durumda ya genel kurul olarak ya tüzel kişinin kendisini görevden alacağız ya da tüzel kişi, temsilcisini değiştirebilir. Bu temsilci tüzel kişi tarafından her an değiştirilebilir. Ancak bunun sürekli hale gelmesini istemeyen kanun koyucu bir tescil şartı koymuştur. Sadece tescilli temsilci toplantıya katılıp oy kullanabilir. Diğer üyelerin yani gerçek kişi üyelerin tescili açıklayıcıdır lakin tüzel kişi temsilcisinin tescili olmadan işlem yapamaz.
Peki herhangi bir sebepten dolayı bir üyelik boşalırsa yönetim kurulu geçici olarak yeni bir üye seçer ve ilk genel kurulun onayına sunulur. Bu prosedür iki yönlüdür. İlk yönü yönetim kurulunda bir boşluk olmaması adına yönetim kuruluna bu yetki verilmiştir ikinci yönü ise bu uygulamanın kötüye kullanımı engellemek maksadıyla genel kurul tarafından onaya tabi kılınmıştır.
Yönetim kurulu kaç kişi olmalıdır?
Yönetim kurulunun sayı olarak bir sınırı yoktur. Tek kişilik yönetim kurulları olması da mümkündür. Yeni TTK ile yönetim kurulunun kaç kişi olacağı yönünde bir esneklik bırakılabiliyor. Yönetim kurulunun kaç kişi olacağına genel kurul takdir edebilir. Örneğin esas sözleşmede yönetim kurulu 5 veya 7 kişiden oluşur denilebilir veya yönetim kurulu en az 5 en fazla 9 kişiden oluşabilir denilebilir. Bu konuda inisiyatif genel kurula bırakılmıştır.
Yönetim Kurulu Üyelerin Görev Süresi Ne Kadardır:
Yönetim Kurulu üyeleri En fazla 3 seneliğine seçilebilirler ve yeniden seçilmek üyeler adına mümkündür. Üyelerin süresi biterse organsız kalma tehlikesi vardır. Bu bakımdan bu şirketin karar verme mekanizmasına zarar vereceği için TTK.m.410 özel bir durum öngörmüş ve süresi biten yönetim kurulu görev süresi bitmiş olmasına rağmen genel kurulu toplantıya çağırabilir. Ancak uygulamada bu tek başına sorunları çözmez dolayısıyla Yargıtay acil işlerin de görev süresi bitmiş yönetim kurulu tarafından yapılabileceğini söylemektedir.
Yönetim Kurulunun toplantı ve karar alma usulü nasıldır?
Çağrı usulü genel kuruldan farkı olarak düzenlenmemiştir. Sadece başkan çağırır. Bu yönetim kurulunun esnekliğinden ve dinamikliğinden kaynaklanmaktadır.
Üye toplantıya bizzat katılmalıdır. Başka ülkelerde vekile veya temsilciye yer veriliyor olabilse de ülkemizde bu yasaklanmıştır.
Toplantılar tamamen veya kısmen elektronik ortamda yapılabilir.
Yine genel kurulun aksine hiç toplantı yapmadan kâğıt dolaştırma usulüyle de karar alınabilir (sirküler karar) Başkanın tekeli yoktur. Herhangi bir yönetim kurulu bir teklifte bulunur ve bu herkes tarafından kabul edilerek bu karar alınır.
TTK.m.390/4 kapsamında, Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir
Yönetim Kurulundaki Nisaplar:
TTK.m.390 düzenlenmiş olup bu nisaplar şu şekildedir:
A. Toplantı nisabı
Üye tam sayısının çoğunluğuna göre belirlenir (kafa sayısı) örneğin beş kişilik yönetim kurulunda en az 3 kişi olmalıdır.
Toplantı nisabı esas sözleşmede bir aralık görüldüğü durumda genel kurulun takdir ettiği sayı üzerinden nisap hesaplanır. Örneğin genel kurul, yönetim kurulunun 5 ila 9 kişi arası olması gerektiğini belirtmiş daha sonra ise yönetim kurulu için 7 kişi seçmiş olsun ve bu seçilen yönetim kurulu üyelerinden 2 kişi yönetim kurulundan istifa etmiş olsun. Bu durumda yönetim kurulunda 5 kişi kalmış olsa dahi toplantı nisabı 7 kişi üzerinden yapılır. Yani toplantının yapılabilmesi için bu örnek üzerinde kalan 5 kişinden 4’ü mutlaka hazır olmalıdır.
B. Karar Nisabı:
Yönetim kurulunda hazır bulunanların çoğunluğu ile karar alınır.
Yönetim kurulu üyelerinin oyları arasında bir üstünlük durumu söz konusu değildir. Ne yönetim kurulu başkanı ne de başkanın vekilinin üstün oy hakkı yoktur. Bu durum karar alınırken özellikle çift sayıda üyesi bulunan yönetim kurullarında oy sayısı eşit olduğunda akla gelmektedir. Lakin kanun koyucu bir üstünlük tanımamış ve böyle bir eşitlik durumunda ikinci kez toplantı yapılarak kararın gözden geçilmesini ve yeniden oylama yapılmasını istemektedir.
C) Genel Kurul ve Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri:
Kanun koyucu bu zorunlu iki organın görev ve yetkilerini belirlerlerken kişileri kısıtlamak istememiştir. Bu yüzden belirli yetki ve görevler dışında bu iki zorunlu organ kendi aralarında görev ve yetki paylaşımı yapabilirler. Lakin kanun koyucu emredici bazı hükümlerle hem genel kurulun hem de yönetim kurulunun bazı vazgeçilemez görev ve yetkileri olduğunu öngörmüştür. Bu görev ve yetkiler hiçbir zorunlu veya ihtiyari organa devredilemez. Lakin bu devredilemez yetki ve görevler haricinde diğer yetki ve görevler her şirkette farklı bir zorunlu veya ihtiyari organa devredilmiş olabilir. Yani devredilemez yetki ve görevler haricindeki görev ve yetkiler her şirketin kendi organizasyonunda farklı şekilde karşımıza çıkabiliriz. Devredilebilen yetki ve görevler ise şirket sözleşmesinde(esas sözleşmesi) paylaşılacaktır. Dolayısıyla bu kısımda yalnızca devredilemez görev ve yetkilerden bahsedilecektir.
1- Genel Kurulunun Devredilemez Yetki ve Görevleri:
TTK.m.408 de sayılmış olup aşağıdaki sayılacak olan hiçbir görev ve yetki başka bir organ tarafından yapılamaz ve esas sözleşme değişikliği ile devredilemez:
i. Esas sözleşmenin değiştirilmesi.
ii. Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
iii. Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması.
iv. Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması.
v. Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi.
vi. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı
2- Yönetim Kurulunun Devredilemez Yetki ve Görevleri:
Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Ancak TTK.m.375 sayılmış olup aşağıdaki sayılacak olan hiçbir görev ve yetki başka bir organ tarafından yapılamaz ve esas sözleşme değişikliği ile devredilemez:
i. Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
ii. Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
iii. Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
iv. Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
v. Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
vi. Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
vii. Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.
2- Limited Şirket
TTK.m.573-644 arasında düzenlenmiş olup bu maddelerde sık sık anonim şirket hükümlerine gönderme yapılmıştır. Aklımızda limited şirketle ilgili bir soru varsa ve bunu bu maddeler arasında bulamamışsak 644. maddede ve diğer maddelerde gönderme yapılan hükümler arasında cevabımızı bulabiliriz. Limited şirket kendine özel haller hariç birçok konuda anonim şirketin kurallarına uyulur.
Limited şirket de bir sermaye şirketi olup sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir. (TTK.m573.f.2 ve 602) Aynen anonim şirketlerde olduğu gibi pay sahibi sınırlı sorumlu olup borçlandığı bedel kadar sorumludur. Şirket ise 3. Kişilere karşı bütün mal varlığı ilse sorumludur. Ancak bunun bir istisnası vardır. Limited şirketlerde TTK ’da yer bulmasa da özel bir düzenleme ile bu duruma bir istisna getirilmiştir. 6183 sayılı kanunda kamu kurumlarının ödemelerinin nasıl tahsil edileceğine yönelik usuli bir kanundur. Bu kanunda limited şirketlerinin amme(kamu) borçları ile ilgili özel bir düzenleme vardır:
Madde 35 – (Değişik: 22/7/1998 – 4369/ 21 md.)
Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.
Bu limited şirkete özel olan bu hüküm sayesinde sadece amme ödemeleri için ortakların sorumluluğuna gidilebiliyor. Bu yalnızca limited şirketler için öngörülmüş özel bir durumdur.
Limited şirketlerin bir diğer özelliği de şirket paydaşlar için ek ve yan ödeme yükümlülükleri öngörebilir. Böyle bir yükümlülük getirmeyi anonim şirkette yapmamak mümkün değildir. Anonim şirketlerde ancak ve ancak pay sahibinin kendisi isteyerek bir ödeme yapabilir.
Limited Şirketlerin Askeri sermayesi 10.000 TL (yani limited şirket kurarken minimum 10.000 TL sermaye ile kurmalısınız) olup cumhurbaşkanı tarafından bu askeri limit aratılabilir. Limited şirketlerde yukarıda bahsedildiği üzere her bir payın minimum değeri 25 TL olacak ve bu paylar 25 TL ve katları olabilecektir.
Limited şirket bir veya daha fazla ortak olabilir. Bu ortaklar gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bununla beraber limited şirketlerde ortak sayısı 50’yi geçemez. Bunun sebebi limited şirketlerin daha kapalı yapılı bir şirket olmasıdır. Limited şirketinin ortaklarını takip edebilirsiniz zira ticaret siciline pay sahipleri kaydedilir. Ancak limited şirketlerde ortaklar arasında çok sıkı bir bağ vardır. Öyle ki pay devri yasaklanabilir hatta mirasçılar bile limited şirkete alınmayabilir.
Kanun anonim şirketlerde pay sahipleri konusunda şirkete çok fazla söz hakkı vermiyor onlara müdahale etmesine çok müsaade etmiyor. Ancak kanunun aksine hüküm koymaya izin verdiği konularda esas sözleşme farklı maddeler eklenebiliyor. Yani anonim şirketlerde esas sözleşmeyi belirlemek konusunda çok serbest değillerdir. Ancak limited şirketlerde hem esas sözleşmeyi belirleme konusunda hem de ortaklara müdahale konusunda daha özgür bir alan bırakılıyor. Esasında bu durum limited şirketi diğer şirketlerden ayırt edici bir özellik olarak karşımıza çıkıyor.
Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma Hakkı ve Çıkarılma:
Anonim şirketlerde bir pay sahibini bir hissedarı kural olarak çıkartmak ve pay sahibinin (payını devretmeden) şirketten çıkması mümkün değildir. Dolayısıyla Limited şirkete özel bir husus olarak ortağın şirketten çıkma hakkı veya çıkarılması düzenlenmiştir.
Çıkma hakkı: Şirket sözleşmesi ile her ortağa çıkma hakkı tanınabilir. Aksi halde, çıkma konusunda mahkeme karar verir. Yani sözleşmenin susması durumunda mahkeme bu konuda karar verebilecektir.
Çıkarılma: Şirket sözleşmesi ile bir ortağın, genel kurul kararı ile çıkarılabileceği öngörülebilir. Aksi takdirde, bu konuda mahkeme karar verebilir. (TTK.M.640) Özel olarak haklı sebep düzenlenmesine gerek olmamakla beraber çıkarılma Medeni kanunun 2. maddesine aykırı olmamalıdır.
Çıkan veya çıkarılan ortağa şirket tarafından ayrılma akçesi ödenmelidir. Ayrılma akçesi ödenemediği durumda pay sahibi çıkamaz veya çıkartılamaz. Lakin çıkan veya çıkartılan pay sahibi hakkından feragat edebilir.
Limited Şirketin Organları:
Kanunda limited şirketler için iki zorunlu organ öngörülmüştür. Bunlar genel kurul ve müdürler veya müdürler kuruludur.
A- Genel Kurul
Limited şirketlerin genel kurulu özellik itibariyle anonim şirketlerle aynıdır. Dolayısıyla bu kısım için anonim şirket bölümünde incelenmiş olan anonim şirketlerde genel kurul kısmına bakılabilir. Fakat görev ve yetkileri ayrı olduğu için devredilemez görev ve yetkileri aşağıda bahsedilecektir.
B- Müdür veya Müdürler Kurulu
Yönetim ve icra organıdır. Anonim şirketlerdeki yönetim kurulunun muadilidir. TTK.m.623.ve devamında düzenlenmiştir. Genel yetkili organdır. Müdürler genel kurul tarafından seçilir. Müdürlerin azli genel kurul kararı ile olabilir. Ancak, her ortak da hâkli sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Bu sadece limited şirkete özel bir durumdur. Anonim şirkette bunu yapmak mümkün değildir.
En az bir müdürün ortaklar arasından seçilmesi zorunludur, TTK m. 623 f. 1, en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunmasını aramaktadır.
Anonim şirketteki yönetim kurulundan farklı olarak müdürler kurulunda oyların eşitliği halinde başkanın oyuna üstünlük tanınır. (TTK.m.624.f.3) Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler.
C- Genel Kurul ve Müdürler Kurulunun Vazgeçilmez Yetki ve Görevleri
Kanun koyucu bu zorunlu iki organın görev ve yetkilerini belirlerlerken kişileri kısıtlamak istememiştir. Bu yüzden belirli yetki ve görevler dışında bu iki zorunlu organ kendi aralarında görev ve yetki paylaşımı yapabilirler. Lakin kanun koyucu emredici bazı hükümlerle hem genel kurulun hem de yönetim kurulunun bazı vazgeçilemez görev ve yetkileri olduğunu öngörmüştür. Bu görev ve yetkiler hiçbir zorunlu veya ihtiyari organa devredilemez.
A- Genel Kurulun Vazgeçilmez Yetki ve Görevleri
TTK.m.616 da sayılmış olup bu görev ve yetkiler iki kategoriye ayrılmaktadır. Bunlar:
1- Kanununda öngörülmüş devredilemez görev ve yetkiler:
i. Şirket sözleşmesinin değiştirilmesi.
ii. Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları.
iii. Topluluk denetçisi ile denetçilerin atanmaları ve görevden alınmaları.
iv. Topluluk yılsonu finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunun onaylanması.
v. Yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi.
vi. Müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibraları.
vii. Esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması.
viii. Bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması.
ix. Müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle bir iktisabın onaylanması.
x. Şirketin feshi.
xi. Genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirildiği ya da müdürlerin genel kurula sunduğu konularda karar verilmesi.
2- Ancak şirket sözleşmesinde öngörüldükleri takdirde genel kurulun devredilemez yetkiler:
i. Şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun onayının arandığı hâller ile müdürlerin faaliyetlerinin onaylanması.
ii. Önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının kullanılması hakkında karar verilmesi.
iii. Esas sermaye payları üzerinde rehin hakkı kurulmasına ilişkin onayın verilmesi.
iv. Yan edim yükümlülükleri hakkında iç yönerge çıkarılması.
v. Şirket sözleşmesinin 613 üncü maddenin dördüncü fıkrası uyarınca ortakların onayını yeterli görmemesi hâlinde, müdürlerin ve ortakların şirkete karşı bağlılık yükümü veya rekabet yasağı ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunabilmelerinin onayı için gereken iznin verilmesi.
vi. Bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması
B- Müdürler Kurulunun Vazgeçilmez Yetki ve Görevleri
Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidir. Müdürler, aşağıdaki görevlerini ve yetkilerini devredemez ve bunlardan vazgeçemezler:
i. Şirketin üst düzeyde yönetilmesi ve yönetimi ve gerekli talimatların verilmesi.
ii. Kanun ve şirket sözleşmesi çerçevesinde şirket yönetim örgütünün belirlenmesi
iii. Şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal planlamanın oluşturulması.
iv. Şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, kanunlara, şirket sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi
v. Küçük limited şirketler hariç, risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin kurulması.
vi. Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi.
vii. Genel kurul toplantısının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
viii. Şirketin borca batık olması hâlinde durumun mahkemeye bildirilmesi
Comments